Valla mı dedin, yemin mi ettin? Aradaki farkı bir türlü çözemedik!
Selam sevgili forum ahalisi!
Geçen gün kahvede bir arkadaş, “Valla geliyorum” dedi ama gelmedi. Diğeri “Yeminle geleceğim” dedi, o da gelmedi. O an beynimde şimşekler çaktı: Peki kardeşim, valla ile yemin arasında fark ne? Yoksa biri “ben dürüstüm” diploması, diğeri “beni mahkemeye çağırırsan elimde delil var” cümlesi mi?
Yani “valla” mı daha samimi, “yemin” mi daha ciddi? Yoksa biri sokak arasında geçerli, diğeri nikah memuru huzurunda mı? Buyurun efendim, bu derin felsefi konuyu birlikte çözelim!
---
Erkek versiyonu: Stratejik yemin, taktiksel valla
Erkekler bu konularda genelde stratejik davranır.
Bir erkek “valla” dediğinde, aslında “şu an yalan söylemiyorum ama ileride gelişmelere göre durumu revize edebilirim” anlamına gelir.
Yani “valla ben seni arayacaktım” cümlesi, Türk Dil Kurumu’nda “aslında aramayacaktım ama yakalandım” şeklinde çevrilebilir.
“Yemin ederim” ise bambaşka bir şey. O artık sözlü taahhüt değil, duygusal bir yatırım.
Bir erkek “yemin ederim” dediğinde, iç dünyasında bir içsel mahkeme kurulur. Sanık sandalyesinde vicdan oturur, hâkim olarak da annenin sesi duyulur: “Oğlum, yalan söyleme lanet olursun!”
İşte o anda “yemin” cümlesi devreye girer.
Ama tabii beş dakika sonra biri “Abi yemin ettin ama?” deyince, “O kadar da ciddi yemin etmedim, aramızda kalsın” savunması gelir.
Stratejik düşünce 101.
---
Kadın versiyonu: Empatik valla, dramatik yemin
Kadınlarda durum tamamen farklı bir boyutta ilerler.
Bir kadın “valla” dediğinde, aslında “şu an kalbim seninle aynı frekansta titreşiyor ama güvenme, 5 dakika sonra fikrim değişebilir” demek ister.
“Valla onu istemedim” diyen bir kadının gözleri dolmuştur, içi buruk, sesi titrek olur. Bu, bir açıklama değil, bir duygusal çağrıdır: “Empati yap biraz, anla beni!”
Ama kadın “yemin ederim” dediyse, orada işler ciddiye binmiştir.
O artık Tanrı şahitliğinde verilen bir duygusal deklarasyondur.
Bir kadın “yemin ederim onu aramadım!” diyorsa, o anda gökyüzü bile bekler.
Zira yemin, kadınlar için bir onur meselesidir.
Ama itiraf edelim: bazen “yemin ederim aramadım” cümlesinin hemen öncesinde “engelliyim zaten arayamam” detayı gizlidir.
---
Valla: Halkın yeminidir
“Valla” öyle bir kelimedir ki, içinde Anadolu’nun sıcaklığı, samimiyeti, hatta biraz da pişkinliği vardır.
Bir kahve muhabbetinde “valla öyle değil ya” dersen, kimse kanıt istemez. Çünkü o bir “söz sözüne güven” kültürüdür.
Ama işin ilginç yanı, “valla”nın esnekliği!
Yani hem yalan söylerken kullanılır, hem de doğruyu söylerken.
Örneğin:
— “Valla abi 5 dakikada geliyorum.”
(Aslında 45 dakikada hazırlanıp gelmek üzereyim.)
— “Valla çok güzelsin.”
(Doğrudur ama aynı cümle üç kişiye daha söylenmiştir.)
Yani “valla” bir çeşit toplumsal kaygan zemin aracı.
Gerçeği yumuşatır, yalanı cilalar, ortamı dengeler.
---
Yemin: Resmiyetin duygusal hali
“Yemin” ise daha kurumsal, daha devlet ciddiyetinde bir kelime.
Askerde, mahkemede, nikah masasında, hatta WhatsApp tartışmalarında bile etkisini gösterir.
“Yemin ederim!” dendi mi, orada bir ağırlık oluşur.
Herkes susar, hava değişir, sanki Anayasa’nın 24. maddesi devreye girer.
Ama bazen bu ciddiyet, biraz fazla dramatik olur.
— “Yemin ederim seni bir daha aramayacağım!”
(Beş dakika sonra “Son kez yazayım bari” notuyla DM gelir.)
Yani “yemin” aslında duygusal anların en büyük pazarlık aracı.
Ne tam inandırır, ne tam yalanlanabilir.
---
Kadın-erkek karma paneli: ‘Valla mı yemin mi?’ tartışması
Bir düşünün, kadın-erkek karma bir arkadaş grubunda bu konu açılsa:
Erkekler hemen “Abi valla samimiyet göstergesidir” diye savunmaya geçer.
Kadınlar ise “Yemin etmeden inanmam!” diye masaya yumruğunu vurur.
Ortaya da harika bir sahne çıkar:
— “Valla yemin ederim doğru söylüyorum!”
— “Yok artık, hem valla hem yemin mi? Çifte kavrulmuş inandırıcılık mı bu?”
İşte tam burada, “valla” ve “yemin” birleşip melez bir tür oluşturur: Vemin.
Evet, forum jargonuna yeni bir kelime kazandırıyorum: “Vemin ederim!”
Ne tam ciddi, ne tam samimi… Arası kararında, riski az, esprisi bol.
— “Vemin ederim dün akşam yazmadım!”
İşte bu, 2025’in en çok kullanılan savunma cümlesi olabilir.
---
Sonuç: Valla yemin ederim, hâlâ çözemedik!
Günün sonunda hepimiz biliyoruz ki “valla” da, “yemin” de birer sosyal simya ürünü.
Biri dost meclisinde geçer akçe, diğeri aşk mahkemesinde delil niteliğinde.
Ama ikisi de aynı şeye hizmet ediyor: Kendimizi inandırmaya.
Belki de mesele kelimede değil, duyguda.
Kimi “valla” derken içten, kimi “yemin” ederken yüzeysel.
Ama her halükârda, iki kelime de Türk insanının en yaratıcı savunma mekanizması olmaya devam ediyor.
Şimdi forumdaşlar, top sizde!
Sizce hangisi daha güvenilir: “Valla” mı, “yemin” mi?
Yoksa siz de mi “veminci”siniz?
Yorumlara bekliyorum, valla gülmeden okumak yasak!
Selam sevgili forum ahalisi!

Geçen gün kahvede bir arkadaş, “Valla geliyorum” dedi ama gelmedi. Diğeri “Yeminle geleceğim” dedi, o da gelmedi. O an beynimde şimşekler çaktı: Peki kardeşim, valla ile yemin arasında fark ne? Yoksa biri “ben dürüstüm” diploması, diğeri “beni mahkemeye çağırırsan elimde delil var” cümlesi mi?

Yani “valla” mı daha samimi, “yemin” mi daha ciddi? Yoksa biri sokak arasında geçerli, diğeri nikah memuru huzurunda mı? Buyurun efendim, bu derin felsefi konuyu birlikte çözelim!
---
Erkek versiyonu: Stratejik yemin, taktiksel valla
Erkekler bu konularda genelde stratejik davranır.
Bir erkek “valla” dediğinde, aslında “şu an yalan söylemiyorum ama ileride gelişmelere göre durumu revize edebilirim” anlamına gelir.

Yani “valla ben seni arayacaktım” cümlesi, Türk Dil Kurumu’nda “aslında aramayacaktım ama yakalandım” şeklinde çevrilebilir.
“Yemin ederim” ise bambaşka bir şey. O artık sözlü taahhüt değil, duygusal bir yatırım.
Bir erkek “yemin ederim” dediğinde, iç dünyasında bir içsel mahkeme kurulur. Sanık sandalyesinde vicdan oturur, hâkim olarak da annenin sesi duyulur: “Oğlum, yalan söyleme lanet olursun!”
İşte o anda “yemin” cümlesi devreye girer.
Ama tabii beş dakika sonra biri “Abi yemin ettin ama?” deyince, “O kadar da ciddi yemin etmedim, aramızda kalsın” savunması gelir.
Stratejik düşünce 101.
---
Kadın versiyonu: Empatik valla, dramatik yemin
Kadınlarda durum tamamen farklı bir boyutta ilerler.
Bir kadın “valla” dediğinde, aslında “şu an kalbim seninle aynı frekansta titreşiyor ama güvenme, 5 dakika sonra fikrim değişebilir” demek ister.

“Valla onu istemedim” diyen bir kadının gözleri dolmuştur, içi buruk, sesi titrek olur. Bu, bir açıklama değil, bir duygusal çağrıdır: “Empati yap biraz, anla beni!”
Ama kadın “yemin ederim” dediyse, orada işler ciddiye binmiştir.
O artık Tanrı şahitliğinde verilen bir duygusal deklarasyondur.
Bir kadın “yemin ederim onu aramadım!” diyorsa, o anda gökyüzü bile bekler.
Zira yemin, kadınlar için bir onur meselesidir.
Ama itiraf edelim: bazen “yemin ederim aramadım” cümlesinin hemen öncesinde “engelliyim zaten arayamam” detayı gizlidir.

---
Valla: Halkın yeminidir
“Valla” öyle bir kelimedir ki, içinde Anadolu’nun sıcaklığı, samimiyeti, hatta biraz da pişkinliği vardır.
Bir kahve muhabbetinde “valla öyle değil ya” dersen, kimse kanıt istemez. Çünkü o bir “söz sözüne güven” kültürüdür.
Ama işin ilginç yanı, “valla”nın esnekliği!
Yani hem yalan söylerken kullanılır, hem de doğruyu söylerken.
Örneğin:
— “Valla abi 5 dakikada geliyorum.”
(Aslında 45 dakikada hazırlanıp gelmek üzereyim.)
— “Valla çok güzelsin.”
(Doğrudur ama aynı cümle üç kişiye daha söylenmiştir.)

Yani “valla” bir çeşit toplumsal kaygan zemin aracı.
Gerçeği yumuşatır, yalanı cilalar, ortamı dengeler.
---
Yemin: Resmiyetin duygusal hali
“Yemin” ise daha kurumsal, daha devlet ciddiyetinde bir kelime.
Askerde, mahkemede, nikah masasında, hatta WhatsApp tartışmalarında bile etkisini gösterir.
“Yemin ederim!” dendi mi, orada bir ağırlık oluşur.
Herkes susar, hava değişir, sanki Anayasa’nın 24. maddesi devreye girer.
Ama bazen bu ciddiyet, biraz fazla dramatik olur.
— “Yemin ederim seni bir daha aramayacağım!”
(Beş dakika sonra “Son kez yazayım bari” notuyla DM gelir.)
Yani “yemin” aslında duygusal anların en büyük pazarlık aracı.
Ne tam inandırır, ne tam yalanlanabilir.
---
Kadın-erkek karma paneli: ‘Valla mı yemin mi?’ tartışması
Bir düşünün, kadın-erkek karma bir arkadaş grubunda bu konu açılsa:
Erkekler hemen “Abi valla samimiyet göstergesidir” diye savunmaya geçer.
Kadınlar ise “Yemin etmeden inanmam!” diye masaya yumruğunu vurur.
Ortaya da harika bir sahne çıkar:
— “Valla yemin ederim doğru söylüyorum!”
— “Yok artık, hem valla hem yemin mi? Çifte kavrulmuş inandırıcılık mı bu?”

İşte tam burada, “valla” ve “yemin” birleşip melez bir tür oluşturur: Vemin.
Evet, forum jargonuna yeni bir kelime kazandırıyorum: “Vemin ederim!”
Ne tam ciddi, ne tam samimi… Arası kararında, riski az, esprisi bol.
— “Vemin ederim dün akşam yazmadım!”
İşte bu, 2025’in en çok kullanılan savunma cümlesi olabilir.

---
Sonuç: Valla yemin ederim, hâlâ çözemedik!
Günün sonunda hepimiz biliyoruz ki “valla” da, “yemin” de birer sosyal simya ürünü.
Biri dost meclisinde geçer akçe, diğeri aşk mahkemesinde delil niteliğinde.
Ama ikisi de aynı şeye hizmet ediyor: Kendimizi inandırmaya.
Belki de mesele kelimede değil, duyguda.
Kimi “valla” derken içten, kimi “yemin” ederken yüzeysel.
Ama her halükârda, iki kelime de Türk insanının en yaratıcı savunma mekanizması olmaya devam ediyor.
Şimdi forumdaşlar, top sizde!

Sizce hangisi daha güvenilir: “Valla” mı, “yemin” mi?
Yoksa siz de mi “veminci”siniz?
Yorumlara bekliyorum, valla gülmeden okumak yasak!
